Spor yazarları Galatasaray – Elfsborg maçını değerlendirdi

MUSTAFA ÇULCU – ÖRNEK ALINMALI

Galatasaray oyunu öne yıkamadı, baskı kuramadı önde oynayıp orada kaybedip orada kazanıp üretemedi. Daha çok kontratakla pozisyon buldu. Savunmada kalabalık olunduğu anlarda zaman zaman organize olmakta sıkıntılar yaşandı. Sara’nın Barış’a yaptığı asist harikaydı. Topu rakibe bırakıp kontratakla gelmesi beklenen atletik Elfsborg beklentilerin aksine organize pas oyunu ile oynadı.

Galatasaray’ın en zayıf karnı Yunus ile Abdülkerim arasını iyi kullandılar. Rakip kalecinin en büyük zaafı olan ilk topları sektirmesi kontrolde sıkıntı yaşamasından Galatasaray daha fazla faydalanmalıydı. Üretemediği savunmada sıkıntıların yaşandığı anlarda oyuncu değişiklikleri bu kadar gecikmemeli. Elfsborg oyundan hiç düşmedi. Özellikle son bölümde Galatasaray’a sıkıntılı anlar yaşattı. Buna rağmen üç puanı alan taraf Galatasaray oldu.

17 yıllık FIFA deneyimine sahip 44 yaşındaki Matej Jug hakemliğinin son yılını yaşıyor. Sakin ve kararlı bir yönetim sergiledi. Futbolun doğasında olan basit temaslara izin verdi, oyuna tempo kattı. Oyunun kontrolü hep elindeydi. Problem çözen olgun hakemliği ile kabul gördü. Toplam 16 faul ve 2 sarı kartla maçı tamamladı. 25. dakikada Galatasaray penaltı bekledi, lakin top Holmen’in kapalı olan sağ koluna geldi. Penaltı olmaz. Devam kararı doğru.

Maçın en majör kararı Elfborg lehine verilen penaltı. Barış kendine alan yaratayım derken rakip Qasem ile girdiği mücadelede sağ kolunu fazla açtığı anda eli ile topla oynayınca VAR müdahalesi ile penaltı geldi. Hakem pozisyonu ekranda izlerken etrafında kimsenin olmaması ve kararını kaptan İcardi’ye izah etmesi güncel uygulamaydı. Darısı bizim hakemlerimize…

LEVENT TÜZEMEN – DOĞRU SEÇİM ŞART

TUSAŞ’a yapılan hain terör saldırısını lanetliyorum. Bu saldırıda şehit olanlara Allah’tan rahmet, yaralananlara da acil şifalar diliyorum. Biz ülke olarak güçlü bir devletiz, böyle hain terör eylemlerine karşı asla pabuç bırakmayız. Maçı bu üzüntü içinde izledik. Galatasaraylı oyuncular, izleyenlere ilk yarı cenneti ikinci yarı da cehennemi yaşattılar.

Soyunma odasına 3-0’lık skorla girmek bence Galatasaray’ın ilk yarıda oynadığı kaliteli futbolun karşılığı değildi. İcardi, Osimhen, Yunus, Barış, Mertens müthiş pozisyonlar buldular ama Elfsborg kalecisi Pettersson’u geçemediler. İkinci yarı, Galatasaray’ın oyununa yine aynı virüs girdi. Futbolcular, “Biz bu maçı kazandık” havasına bürününce cehennem dakikaları başladı. İsveç ekibinin ilk golü göstere göstere geldi. İkinci golünde ise Barış Alper gibi profesyonel bir oyuncunun yaptığı hareket amatörce bile değildi.

Okan hoca, Osimhen’i İcardi ile birlikte oynatarak 3-5-2 sistemini denedi. İlk yarıda bu sistem çok başarılı oldu. Üç şahane gol gördük, en az üç-dört tane daha Galatasaray’ın yüzde yüz gol pozisyonlarını kaçırdığında tanık olduk. 3-5-2’yi oynarsın ama futbolcularını doğru seçmen gerekir. Savunma üçlüsünden biri sprinter olmalı. Okan Hoca, bu sistemde ısrar edecekse üçlünün solunda Jacobs oynar. Çünkü Abdülkerim ağır kalıyor, rakibini kaçırdığında ya da arkasına atılan toplarda geriye hızlı dönemiyor.

Abdülkerim artık çalım atma sevdasından vazgeçmeli. Çünkü kaptırdığı toplar Galatasaray’a pozisyon oluyor ve İsveç ekibi de üçüncü golü bu sayede attı. Birçok pozisyonda da hatalarını Yunus kapattı. Tabela açısından Galatasaray, fark kazanması gereken bir maçı ecel terleri dökerek aldı. Yunus’un bireysel beceresi ile attığı gol olmasaydı büyük sıkıntı yaşanırdı.

ZEKİ UZUNDURUKAN – YENİ BİR ÇILGINLIK DAHA ÜRETTİLER!

Galatasaray maça o kadar istekli ve tahrip gücü yüksek bir futbolla başladı ki… Elfsborg’a nefes bile aldırmadı sarıkırmızılılar… Ön alan baskısını çok iyi yaptılar. Topu hızlı çevirdiler. Tempo yaptılar. Yerden ayağa garanti pasla rakibi yordular. Sürekli oyunun yönünü değiştirerek, Yunus ve Barış’ı topla buluşturdular. İcardi ve Osimhen, rakip savunmanın dengesini bozdu. Bu iki süper golcünün arkasında da Mertens bir gizli golcü rolünü üstlendi.

Günay maça çok iyi başladı. Zaman zaman bir stoper gibi ileri çıkıp, kritik hamleler yaptı. Osimhen ve İcardi sık sık golle burun buruna gelmeye başlamıştı ki… Geliyorum diyen gol, 28’de Rams Park’ı bayram yerine çevirdi. Önce Mertens, rakip kaleyi bir füze gönderdi, bu füze direkten döndü ve İcardi’ye geldi. İcardi böyle topları hiç affeder mi? Büyük usta, mükemmel bir vuruşla Galatasaray’ı öne geçirdi.

Galatasaray, Avrupa futbolunda bir cazibe merkezi artık. Kadrosunda bulunan dünya yıldızları ile… Muhteşem taraftarı ile… Yüksek reytingi ile… Büyük marka değeri ile… Kupalar ve şampiyonluklarla dolu şanlı tarihi ile… UEFA Başkanı Aleksander Ceferin de dün Rams Park’a gelerek Galatasaray-Elfsborg maçını izledi.


Galatasaray, öne geçtikten sonra da rakip kaleye yüklenmeye devam etti. Sara’nın jeneriklik ortasına Abdülkerim Bardakçı, uzun menzilli bir kafa vuruşu yaptı. Çataldan dönen top, kaleci Pettersson’a çarpıp ağlara gitti. Galatasaray iki farklı öne geçtikten sonra da oyun disiplininden hiç kopmadı. Takım halinde hareket etti, birlikte hücum, birlikte savunma! Böylesine yardımlaşmanın olduğu takımda üçlü savunma anlayışı da makine düzeni ile işledi.


Barış Alper Yılmaz’ın muhteşem bir golünü izledik sonrasında. Aman Allahım! Galatasaray neler yapıyor öyle! O nasıl bir zeka ürünü gol öyle… İcardi, ikinci yarının başında Osimhen’e öyle bir pas attı ki… Osimhen, Pettersson ile karşı karşıya kaldı. 4. gol çıkmadı bu pozisyonda. Savunmamızdaki bir anlık dalgınlık, Elfsborg’a golü getirdi. Rakip golü bulduktan sonra cesaretlendi. Biz de oynamalarına izin verdik. Barış Alper’in pozisyonu için VAR’dan uyarı geldi. Hakem Jug, monitörden izledi ve penaltıyı verdi. Skor bir anda 3-2’ye geldi.


Anında oyunu Elfsborg kalesine yıktık. İcardi karşı karşıya kaçırdı. Bu kadar iyi oynarken, rakibi oyuna ortak etmemeliydik. Rakibin bulduğu iki golden sonra tribünler de strese girdi. Aslında Galatasaray’ın öndeki oyuncularının coşkusu hiç bitmedi. Ama orta saha oyundan düştü.

Savunmaya yeteri kadar yardım gelmedi. Okan hocadan hamleler geldi. Barış ve Mertens çıktı; Berkan ve Kerem oyuna girdi. Yunus Akgün, Messi’yi bile gölgede bırakacak çalımları ve golü ile Galatasaray’ı farka taşıdı. Tebrikler Galatasaray!

Bir yanıt yazın