Fenerbahçe’de Jose Mourinho’dan Twente maçı öncesi iddialı açıklamalar: 20 yıl önceki hislerim, hırslarım hala var!

UEFA Avrupa Ligi’nde Twente ile karşı karşıya gelecek Fenerbahçe’nin teknik direktörü Jose Mourinho, mücadele öncesi açıklamalarda bulunurken 20 yıl önce Porto ile Şampiyonlar Ligi’ni kazandığı dönemdeki kadar hırslı olup olmadığına ilişkin soruyu yanıtlarken kendisi gibi Fenerbahçe’den de hırsları olan bir kulüp şeklinde bahsetti.

Jose Mourinho’nun açıklamaları şu şekilde:

“Güçlü yönleri olarak takım olmalarını söyleyebilirim. Takım halinde oynuyorlar ve bunun arkasında yapmış oldukları çalışmaları görebiliyorsunuz. İyi savunma yapıyorlar, önde baskıyı iyi yapıyorlar”

“Pazar gününden beri bu maç için hazırlanıyoruz. Birkaç günümüz oldu. Yüksek şiddetli çalışmalar yapamadık çünkü ligde zorlu bir maç oynamıştık ama en azından taktiksel olarak neler yapmamız gerektiğini ve neler yapmaya çalışacağımızı biliyoruz”

“Ben, diğer çalıştığım kulüpleri de yüksek platform olarak ayırmam. Çünkü her kulübün hedefleri vardır. Bir kulübe geldiğiniz zaman o kulübün projelerini, hayallerini sahiplenirsiniz. İspanya Ligi’ni Real Madrid ile kazanmak, Türkiye Ligi’ni Fenerbahçe ile kazanmaktan benim için daha önemli demem asla. Hiçbir fark yok. Fenerbahçe, çok büyük bir kulüp. Türkiye, harika bir ülke. Türk futbolunda hala öğrenmeye çalıştığım bazı şeyler var veya değiştirmeyeceğim için onlarla yaşamaya, kabul etmek durumunda olduğum şeyler var. Buraya gelme kararımdan hiç mi hiç pişman değilim. Tamamen kulüple yapmak istediklerime odaklanmış durumdayım”

“Evet, 20 yıl önce Porto ile Şampiyonlar Ligi’ni kazanmıştım ama 2 yıl önce de Roma ile Konferans Ligi’ni kazanmıştım. 1 yıl önce de Roma ile Avrupa Ligi’ni kaybetmiştim ama kaybettim derken de… Ama tabii ki 20 yıl önceki hislerim, hırslarım hala var. Şimdi de yok değil. Fenerbahçe’de hırsı olmamanın tam tersi bir kulüp. Hırsları olan bir kulüp ama burada hedeflerimize ulaşmak için içinde bulunduğumuz durumlar çok zor. Türk insanı ne demek istediğimi gayet iyi anlıyor. Ben, tabii ki içimde aynı ateşi, hırsı hissediyorum. Hala aynı duygusal şeyleri yapıyorum. Hala sarı kart görüyorum. Yani dış görünüşüm dışında pek fazla değişen bir şey yok benim için. Fenerbahçe, kupaları kazanmak için yarıştığı turnuvaları kazanmak istiyor. Ligde iyi rakiplerimiz var, iyi takımlar var, zor şartlar var ama bu zor şartları konuşması gerekecek doğru kişi ben değilim. Çünkü ben buraya yeni geldim. Onlar daha iyi biliyorlar. Çünkü tüm hayatları boyunca onlar buradalardı. Aynı şekilde Avrupa Ligi’nde de seviyesi çok yüksek takımlar var. Bu yeni, garip formatta hem iyi hem kötü şeyler var. İyi şeylerden bir tanesi, Şampiyonlar Ligi’nden artık takımlar gelmiyor. Bu turnuvaya başlayan takımlar, bu turnuvayı bitiriyorlar. Takım isimlerine baktığımız zaman gerçekten zor ve potansiyelli takımlar var. Önümüzde 8 maç var. Şimdi tabii ki 7 maçımız kaldı. Biz, ilk etabı geçmeyi umuyoruz. İkinci etaba geçtikten sonra üçüncü etabı düşünmeye başlarız. Şu anda bu yeni formatta kaç puan gerektiğini bilmiyorum. Bildiğim tek şey var; o da şu anda cebimizde 3 puan var. Önümüzde 7 maç daha var ve bu maçlardan da puan almamız lazım. Umarım yarından başlayarak buna başlarız”

“Bunun normal bir atama olduğunu düşünürüm. Çünkü UEFA, atamaları yaparken Bay Rosetti ve De Kuipers’in yapmış olduğu atamalara göre belirliyor bu kararları. Benim için hiçbir problem yok. Çünkü ben dürüstlüklerine inanıyorum. Futbolun içinde olan insanların dürüstlüklerine inanıyorum. Tabii ki onlar o gün kötü günlerindeydi ve bir kulübün, hocanın, oyuncuların, taraftarların tarihini etkileyen karar verdiler. Ben bunu unutmuyorum ama dürüstlüklerine inanıyorum. Sadece onlar, o gün kötü günlerindeydi. Yarın da ellerinden geleni yapacaklarını biliyorum. Dolayısıyla bununla ilgili hiçbir problemim yok. Sıfır problem benim için”

“Kazanıyorum. Geçmişte o maçları kazandım çünkü iyi takımları çalıştırıyordum. Real Madrid’de Ajax’a karşı 4 defa oynamıştım. Öyle bir eşleşmede zaten kazanmayı beklersiniz. Dolayısıyla bunun benimle veya Hollanda takımları olmasıyla bir alakası yok. Takımların sadece potansiyeliyle alakası var. O eşleşmeler de zordu, kolay olmadı. Hatırladığım bir tane Real Madrid – Ajax maçı kolaydı, bir de Manchester United – Ajax finali kolaydı. Onun dışında oynamış olduğum hepsi zordu ki daha çok yeni Feyenoord’a kaybettim. Yarın da zor olacak diye düşünüyorum”

“Ben, kazanmaktan hoşlanıyorum. Kaybetmekten hoşlanmıyorum. Hollanda takımları her zaman zor. Çok organizeler. Çok iyi oynuyorlar. Teknik anlamda çok üst düzeyler. Çok kaliteliler. Özellikle evlerinde oynadıklarında taraftar desteği olduğunda bu maçlar çok çok zor oluyor. Bu sene hem Twente hem AZ ile eşleştik ve ikisiyle de deplasmanda oynayacağız. Eğer bana bu durumdan mutlu musunuz diye sorarsanız hayır, değilim. Sadece havalimanının bile buraya 1 saat uzak olması bizim için zorluk. Hollanda takımlarının kendi kalitesi oluyor. Aynı zamanda bir pragmatizmi de oluyorlar. Yarınki rakibimiz savunmayı çok iyi biliyor. Gerektiğinde geriye çekilmeyi çok iyi biliyorlar. Kontrataklara çıkmayı çok iyi bir şekilde biliyorlar. Belli bir dozda pragmatizme sahipler. Bunu iyi yapıyorlar. Ben de yarınki oynayacağımız Twente’nin çok iyi bir takım olduğunu söyleyebilirim”

Bir yanıt yazın