UEFA Avrupa Ligi’nde Fenerbahçe, deplasmanda Twente ile karşılaştı. Twente Stadyumu’nda oynanan mücadelede İngiltere Futbol Federasyonu’ndan Chris Kavanagh düdük çaldı. Chris Kavanagh’ın yardımcılıklarını Lee Betts ile James Mainwaring üstlendi.
MOURINHO’DAN KADRODA 4 DEĞİŞİKLİK
UEFA Avrupa Ligi 2. haftasında deplasmanda Hollanda’nın Twente takımıyla karşılaşan Fenerbahçe’de teknik direktör Jose Mourinho, ligde son oynadıkları Antalyaspor maçı kadrosuna göre ilk 11’inde 1’i zorunlu 4 değişikliğe gitti. Jose Mourinho, Twente karşısında kalede Dominik Livakovic’i oynatırken, savunma dörtlüsünü Mert Müldür, Rodrigo Becao, Alexander Djiku ve Jayden Oosterwolde’den oluşturdu. Orta alanda Sofyan Amrabat ve Fred Rodrigues ikilisi yer alırken, hücumun sağında Dusan Tadic, solunda ise İrfan Can Kahveci boy gösterdi. Serbastian Szymanski santrforu desteklerken, gol yollarında Youssef En-Nesyri tercih edildi.
FENERBAHÇE’NİN 1 PUANI TADİC’TEN
Twente Stadı’nda oynanan müsabakaya tutuk başlayan sarı-lacivertliler, 20. dakikadan sonra ise rakip kalede daha fazla görüldü. Maçın 23 ve 24. dakikalarında üst üste 2 tane çok net pozisyonu harcayan Fenerbahçe, 29. dakikada Vlap’ın golüne engel olamadı ve ilk yarı 1-0 ev sahibi ekip üstünlüğüyle sona erdi.
2 MAÇ SONUNDA 4 PUAN
İkinci yarıya daha etkili başlayan Fenerbahçe, 62. dakikada teknik direktör Jose Mourinho’nun yaptığı 2 değişikliğin ardından rakip kalede daha fazla baskı kurdu. Maçın 71. dakikasında Dusan Tadic ile skoru eşitleyen sarı-lacivertliler, kalan bölümde 2. golü bulamayınca karşılaşma 1-1 berabere tamamlandı. Bu sonuçla sarı-lacivertliler, 2 maç sonunda organizasyonda puanını 4’e yükseltti.
TADIC GOLLERİNE DEVAM EDİYOR
Fenerbahçe’nin tecrübeli oyuncusu Dusan Tadic, bu sezon gol yollarındaki performansını Twente karşısında da sürdürdü. Ligde şu ana dek 7 maçta 4 kez rakip fileleri havalandıran tecrübeli oyuncu, Avrupa’da da ilk golünü atmayı başardı. Tadic’in şu ana dek ligde ve Avrupa’da 2’şer de asisti bulunuyor.
Spor yazarları da Fenerbahçe’nin deplasmanda Twente ile berabere kaldığı UEFA Avrupa Ligi maçını bugün kaleme aldıkları köşe yazılarında değerlendirdi. İşte o yazılar…
BERABERLİĞİ KÜÇÜMSEME – FAİK ÇETİNER
Çağlar sakat olunca Mourinho mecburen Becao ve Djiku’yu stoperlere koymuştu. Uzun bir aradan sonra birlikte oynamalarına rağmen 90 dakika başarılı gözüktüler. Maximin kulübeye çekilmiş (Neden?), haftalardır sağ kanatta oynayan Tadiç bu defa İrfan Can oynuyor diye sola geçmiş, En Nesyri de formayı kapmıştı. Görüldüğü gibi her maçta takımın 11’i ve sahadakilerin görevi değişiyordu. Maça Twente hızlı başlarken, Fenerbahçe tedirgindi. İlk 15 dakikadan sonra Fenerbahçe önde baskıyla topa sahip olmaya başladı ve pozisyonlar buldu. En Nesyri ve Osterwolde girdikleri pozisyonları değerlendirseler, maçın hikayesi değişecekti. İlk 30 dakika dolmadan gelen Twente golü Fenerbahçe’ye sürpriz oldu. Szymanski ve Fred’in oyuna katkı yapamayışı, kanatların çalışmayışı, ofansif futbolu sıkıntıya soktu. Kanatlardan orta gelmeyince En Nesyri de çaresiz kalıyordu. Mourinho devre arası hamle yapmadı, son yarım saati bekledi.
YÜRÜYÜŞE DEVAM
Sonra En Nesyri ve İrfan Can’ı oyundan alıp, Dzeko ve Maximin’i sahaya sürdü. Maximin sola gelince, Tadiç sağa geçti. Fenerbahçe, daha etkili oynamaya başladığı dakikalarda beraberlik golünü yakaladı. Amrabat’ın mükemmel asistini Tadiç ağlara yollayınca Fenerbahçe kendine geldi, ev sahibi bocalamaya başladı. Son bölümde golü kovalayan Fenerbahçe oldu ama bunu başaramayınca 1 puanla yetindi. Avrupa Ligi’nde deplasmanda alınan 1 puan küçümsenmez. Şimdilik hedefe yürüyüş devam ediyor. Bu yürüyüşün sonu nereye varır derseniz, onun cevabını da yine Mourinho verir derim.
MOURİNHO’NUN İKİ BÜYÜK BAŞ AĞRISI – MESUT AYDIN KALE
Bu sezon neredeyse tüm maçlarda olduğu gibi doğru 11’i bulmaya çalışan teknik direktör Jose Mourinho, özellikle hücum hattında Dzeko-Maximin yerine İrfan Can Kahveci ve En-Nesri’ye görev verdi. Hollanda ekibinin fiziksel özellikleri ve oyun temposuna göre temsilcimiz ilk yarı daha kontrollü bir oyun sergiledi. En-Nesri ve Oosterwolde ile iki net pozisyon kaçıran temsilcimiz Fenerbahçe, İrfan Can ve Tadic olmasına rağmen özellikle ilk yarıda topu kendi sahamızda kabul etti ve bolca pozisyo verdi. Oosterwolde’nin direkten dönen topu bir nebze anlaşılabilir ama En-Nesri kalitesinde bitiriciliği olan bir oyuncunun karşı pozisyonda tam terse vurup, golü yapması gerekirdi. Rakip Twente’nin baskısı ve temposuna ayak uyduramadığımız bölümlerde kalede Livakovic adeta devleşti.
İkinci yarının başlamasıyla hiçbir değişikliğe gitmeyen Jose Mourinho farklı bir oyun beklese de Fenerbahçe’nin etkisi oyuncu değişikliğine kadar bir adım öteye gitmedi. Son haftalarda skor ve hücumda iyi işler yapan, neredeyse Fenerbahçe’nin tek hücum planı gibi gözüken Maximin ve Dzeko’nun girişi, İrfan Can ve En-Nesri’nin çıkışıyla Fenerbahçe rakip sahada daha fazla pozisyona girmeye başladı. Yine haftalarda kayıp olan Szymanski koskoca maç yazısının yarından fazlasına gelmeme rağmen, kayda değer hiçbir şey yapmadı. Belki de İrfan veya Tadic’i 10 numarada deneyip, Szymanski kenara alabilirdi Jose Mourinho.
Bazı maçlarda çok defansif, stoperların arasına fazla giriyor diye eleştirilen Amrabat gecenin yıldızıydı. Tadic’e yaptığı harika asist, ayrıca Tadic’in çok fazla geriden çıkıp rakip defansı uyutması ve bitiriciliği, baştan sona Fenerbahçe’nin golünü harika kılıyor. Kalan dakikalarda Twente’nin de fiziksel olarak düşmesiyle Mert Hakan – İsmail Yüksek hamlesi Fenerbahçe’nin oyuna hakimiyetini iyice sağladı ve galibiyeti getirecek golü bile bulması neredeyse mümkündü.
Sonuç olarak zorlu bir deplasmandan Fenerbahçe 1 puanla dönüyor. Evet kadro ve hoca kalitesiyle temsilcimiz bir adım önde ama hala oturmuş bir oyun planı yok, oyuncular formsuz. Hala Fenerbahçe’de ilk yarılar koskoca bir kayıp, ikinci yarılar ise aynanın diğer bir yüzü. Jose Mourinho önce ikinci yarılarda gösterilen oyunu 90 dakikaya yaymalı bir de maç boyunca gezen Szymanski’ye çare bulmalı.
FAZLA DAVETKAR – SERKAN AKCAN
Mourinho’nun Fenerbahçe’ye ilk yarıda oynatmaya çalıştığı futbolun tarifini yapmak gerçekten kolay değil. Jesus Fenerbahçe’sinde önde birebir baskılar, İsmail Kartal Fenerbahçe’sinde İrfan Can ve sekiz numaraların efektif kullanımı fark yaratıyordu ama Mourinho‘nun geride bekleme odaklı oyun planı rakipler için iştah kabartıcı oluyor.
Galatasaray’ın Kadıköy’de baskıdan uzak rahat oynaması dün gece de Hollanda’da Twente‘nin neredeyse sahanın hiçbir bölgesinde baskıya maruz kalmadan ev konforunda topa sahip olması Fenerbahçe savunmasının ne kadar davetkar olduğunun göstergesiydi. Şayet Morinho Fenerbahçe’ye bu kadar derinde savunma yaptıracaksa futbolcularından daha fazla temas talep etmek zorunda. Belki bu sayede geride kazanılacak ve savunmadan çıkacak uzun toplar forvetlerin koşu kalitesiyle pozisyona dönebilir. Fakat ne Tadic ne İrfan Can ne de En Nesyri hızlarıyla bu farkı yaratacak oyuncular. Bu oyun Fred’i de taça çıkarmaya yetiyor. Mert Müldür’ün formsuzluğu sebebiyle Fenerbahçe sağ koridorundan fazla pozisyon yedi, çıkarken de bolca top kaptırdı.
OYUNU DENGELEDİLER
Dzeko ve Maximin girdikten sonra Fenerbahçe oyunu kısmen dengeleyebildi. Merkezde Fred ve Amrabat ile kısa paslaşma üstü derin toplar Twente savunmasını aşmak için Mourinho’nun tek çaresi gibi görünüyordu. Nitekim öyle de oldu. Amrabat’ın orta sahadan gönderdiği mükemmel ötesi derin pas Tadiç’le buluştuğunda tabela da değişmiş oldu. Ne var ki, Fenerbahçe’nin oyunu rakipleri için fazla davetkar.
FİZİK, KİMYA, GEOMETRİ KARIŞIMI – HALİL ÖZER (MİLLİYET)
Bana göre Fenerbahçe bu kupadaki en zor deplasmanı bir puanla kapadı. İlk 10 dakika Fenerbahçe oyunu kendi alanında kabul etti. Rakip etkili ve diri ataklarından sonuç çıkaramadı. Daha doğrusu bir şut dışında Fenerbahçe savunması geçit vermedi.10 dakika sonra Fenerbahçe oyunu tamamen kontrolü altına aldı. Önce El Nesyri ardından Jayden çok net pozisyonlar kaçırdı. Fenerbahçe oyunu tam kontrolü altına aldığı ve rakibin cesaretini kırdığı dakikalarda öyle bir gol yedi ki neredeyse ağır çekim. Livakoviç ters ayakta yakalandı ve çok hafif gelen top Becao’ya rağmen gol oldu. Tabii Fenerbahçe’nin ilk yarıyı geride bırakmasının nedenleri vardı. Öncelikle Fred verimli değildi. İrfan Can kendi kişiliğinden uzaktı. Ambrabat kendi alanına çok gömüldü. Tadic yoğun baskı altındaydı. Ama buna rağmen iki pozisyon yarattı. Dolayısıyla Fenerbahçe en iyi yaptığı şeyi yani ön bölgede oynamayı yeteri kadar sağlayamadı.
İkinci yarı Mou’nun taktiksel anlamda ne kadar önemli hoca olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Şöyle bir şey var; kendi kafanızdan değişiklik zamanı geldi diyorsunuz adam aynı anda bunu sahneye koyuyor. Öyle değişiklikler yaptı ki öyle fazla sabır filan gösterme yok. Tam yerinde teşhisler. İsmail ve Maximin’in oyuna girmesi bir anda her şeyin şeklini değiştirdi. Ama şu var sadece bu maçın değil bu gecenin konuşulması gereken en önemli olayı bu maçta gerçekleşti. Ambramat’ın asisti… Fizik, geometri ve kimya karışımı bir formülle öyle bir pas verdi ki inanılır gibi değil. Eğer Tadic bu asisti gole çevirmeseydi muhtemelen bu futbolcudan bütün sezon özür dilemek zorunda kalacaktı. Tabii Tadic başka bir oyuncu. Öyle güzel bir dokunuş yaptı ki tam usta işi. Bir de Tadic kardeşim o topun oraya geleceğini nasıl hissettin?
Bu pozisyon gösterdi ki futbol akılla oynanan bir oyun. Her takımda böyle beyinler olmalı. Aslında Fenerbahçe bu olağanüstü golden sonra maçı bile alabilirdi. Ama Mou’nun aklındakini bilemeyiz. Enteresan bir adam. Çok özel bir adam. Oyunu kontrol etti. Bir puanı rahatça aldı gitti. Tabii bugünün önemli isimlerinden biri olan Livakoviç’i unutmamak lazım. Rakibi sinir eden bir yapısı var. Kontrollü ve nerede duracağını çok iyi bilen bir kaleci. Jayden’i de iyiler arasına rahatlıkla yazabiliriz. Sonuç olarak F.Bahçe önemli bir puan aldı. Hollanda deplasmanları her zaman zordur. Kendine has bir tarzları var. Her zaman sıkıntı yaratabiliyorlar. Ama Fenerbahçe gerek hocası gerekse kaliteli ayakları ile puanı almasını bildi. Çünkü rakipleri dama oynarken Mou satranç oynuyor. İyice alıştığı zaman neler olacağını tahmin edemiyorum.
BAZEN BERABERLİK DE İYİDİR! – HAŞİM ŞAHİN
Fenerbahçe dün akşam Twente maçının ilk yarısını deyim yerindeyse 9 kişiyle oynadı. Beni bağışlasınlar ama İrfan Can Kahveci ve Mert Müldür ilk yarıdaki performanslarıyla “Biz bu seviyenin futbolcuları değiliz” dediler adeta. Aslında bu ikiliye vasatı aşamıyan performansıyla Dusan Tadiç de ilk yarıda beklentileri boşa çıkarırcasına oynadı, ama Fenerbahçe’nin kaptanı olarak sahaya çıkması ve müthiş kariyeri nedeniyle ona süre tanımak gerektiğine inananlardanım, zaten ikinçi yarıda attığı beraberlik golüyle de beni haklı çıkardı Sırp süperstar. Gerçeğin altını çizelim. İlk yarıda değerlendiremediğ iki önemli şans yakalasa da dilediğini sahaya yansıtamadı sarı lacivertliler. Bu önemli iki gol şansına rağmen temsilcimize göre bu yarıda daha etkili olan taraf Hollanda temsilcisiydi ve zaten bu nedenle de soyunma odadına önde gittiler.
İlk yarıya oranla ikinci yarıya daha istekli ve bilinçli başladı Fenerbahçe. Ama İrfan Can Kahveci bir türlü kalitesine yakışan performansı sahaya yansıtamayınca bir kanadı atıl hale geldi kacınılmaz olarak Sarı Kanarya’nın. Gene de Avrupa Ligi maçlarındaki ikinci maçından da puanla ayrıldı sahadan Jose Mourinho’nun öğrencileri. Hem de Hollanda’nın önemli takımkarından Twente karşısında ve hem de deplasmanda. Yeri gelmişken, Sofyan Amrabat’ı alkışlayalım uzun süre. Keza, Faslı yıldız futbolcuya Fenerbahçe formasını giydirmek başarısının altında imzası bulunan her kesi de. Gerçekten çok kaliteli bir futbolcu Amrabat. Oyunun iki yönünü de bu kadar efektif oynayan bir futbolcuyu uzun zamandır izleyememiştik Türkiye’de. Zaten Dusan Tadiç’in attığı golde de aslan payı herşey ve yönüyle harika bir pas veren Amrabat’ındı. Ha, bu arada Dominik Livakoviç’in her defasında takımını maça ortak eden kurtarışlarını da es geçmiyelim. Fenerbançe’nin çok zor anlarında hayati kurtarışlar yaptı Hırvat kaleci. Neredeyse, 7, 8 tane kurtarış yaptı dün akşam da Livakoviç.