MOURINHO’DAN İLK 11’DE 5 DEĞİŞİKLİK
Fenerbahçe, mücadeleye Dominik Livakovic, Mert Müldür, Çağlar Söyüncü, Alexander Djiku, Jayden Oosterwolde, İsmail Yüksek, Sofyan Amrabat, Dusan Tadic, Sebastian Szymanski, Allan Saint-Maximin, Edin Dzeko 11’i ile başladı. Mourinho, son olarak 26 Eylül Perşembe günü sahalarında Belçika temsilcisi Union Saint-Gilloise ile yaptıkları UEFA Avrupa Ligi maçının ilk 11’inden 5 oyuncuyu değiştirdi. Portekizli teknik adam, Union Saint-Gilloise mücadelesinin başlangıç kadrosunda yer verdiği En-Nesyri, Cengiz Ünder, Fred, Becao, İrfan Can Kahveci’nin yerine Dzeko, Allan Saint-Maximin, İsmail Yüksek, Djiku ve Tadic’i görevlendirdi.
KOSTİC İLK MAÇINDA
Fenerbahçe’nin İtalyan ekibi Juventus’tan kadrosuna kattığı Filip Kostic, sarı-lacivertli formayla ilk maçına Antalya deplasmanında çıktı ve 45 dakika süre aldı. Teknik direktör Jose Mourinho, Antalyaspor mücadelesinin ikinci yarısının başında Alexander Djiku’nun yerine Sırbistanlı sol kanata forma şansı verdi.
F.BAHÇE, ANTALYA’DAN 3 PUAN ÇIKARDI
Fenerbahçe, Antalyaspor deplasmanından 2-0’lık skorla galip ayrıldı.Fenerbahçe’nin gollerini 63’üncü dakikada Dusan Tadic ile 81’inci dakikada kendi kalesine Thalisson kaydetti.
MOURINHO REKOR GELİŞTİRDİ
Mourinho’nun öğrencileri, Antalyaspor karşısında kazanarak ligde dış sahadaki namağlup serisini 23’e (19 galibiyet, 4 beraberlik) çıkararak, kulüp rekorunu geliştirmeyi başardı.
Fanatik yazarları da Fenerbahçe’nin deplasmanda efsane futbolcusu Alex de Souza’nın teknik direktörlüğünü yaptığı Antalyaspor’u mağlup ettiği mücadeleyi köşe yazılarında değerlendirdi. İşte o yazılar…
‘JORGE’ MOURİNHO – FAİK ÇETİNER
Mourinho’nun her maç sahaya sürdüğü farklı 11’leri görünce ister istemez Jorge Jesus’u hatırladım. Demek ki, Portekizli teknik adamların belli bir 11’leri yok. Fenerbahçe‘de bu defa son Union maçının bankoları (Becao, Fred, İrfan Can, Cengiz Ünder, En Nesyri) kulübede, o maçta kulübede olanlar (Djiku, İsmail Yüksek, Fred, Tadic, Dzeko) sahadaydılar. Adına ister yorgunluk deyin, ister rotasyon deyin pek akıl sır ermiyor. Fenerbahçe Fred sakatlanınca, “Eyvah” diyor ama Morinho sağlamken onu kulübeye çekiyor. İsmail Yüksek- Amrabat-Szymanski orta sahasının ofansif futbola katkısı olmayınca Antalya’da ilk 45 dakika çöpe gitti. Aslında maçın başında Szymanski kale önünden, “Akıl almaz“ pozisyonu kaçırmasa, maça golle başlanacaktı.
BİR PLANI YOK
Özetle Fenerbahçe’nin bir oyun planı yok. Rakibin, hücum organizasyonlarını beceremeyişi Fenerbahçe’nin en büyük şansıydı. Alex gibi hayatı gol olan bir hocanın takımının bu durumu düşündürücü. Devre arası hamle yapmayan Mourinho işler sarpa sarınca ikinci yarıya Fred ve Kostic’i (İş yapar) sahaya sürdü. Bu yarıda da futbol yoktu ama Fenerbahçe’nin silahları sahne aldı. Fred, Kostic maça ağırlık koydular, Tadic beceri dolu bir golle kapıyı açtı ve keskin viraj kolay dönüldü. Bu arada En Nesyri bitime 10 dakika kala oyuna alınarak kazanılmaz. Ne demişler, ”Kazanıyorsan problem yok”.
SZYMANSKİ İLE OLMAZ HOCAM – MESUT AYDIN KALE
Şampiyonluk yarışındaki en büyük rakibinin puan kaybı yaşamasının ardından çok önemli bir hale gelen Antalyaspor maçında, Fenerbahçe Teknik Direktörü şaşırtan bir kadroyla sahaya çıktı. 10 kişi sorsak 10’u da 11’e ilk adam olarak Fred’i yazar ama bu akşam Brezilyalı yedekteydi. Sezon başından bu yana rakibinin oyun tarzına göre hazırlık süreci geçirdiği söyleyen Jose Mourinho’nun ligde maç başı 2 gol yiyen Antalyaspor’a bu kadar defansif bir orta sahayla çıkması, ilk 45 dakikanın vasat geçmesi için bir neden oldu. Hafta içi Avrupa Ligi’nde gösterdiği performansla 3 puanı getiren Livakovic, Antalyaspor maçının ilk yarısında da takımını maçta tutan isim oldu.
İlk yarının en önemli pozisyonu ise Szymanski’nin kaçırdığı pozisyon… Geçtiğimiz sezonun ilk yarısı müthiş bir skor katkısı yapan Mourinho’nun, “Keşke 3 tane Szymanski olsa da 3’ünü oynatsam” dediği Polonyalı, Fenerbahçe’yi bu sezon bir kişi eksik bırakıyor. Son haftalarda kötü skorların bedelini Fred yedek başlayarak ödüyorsa, her oyuna girdiğinde skora katkı sağlayan İrfan Can her maç yedekse, bu Szymanski de oynamaz hocam! İlk yarı ne oynadığı belli olmayan Fenerbahçe’de 2. yarı Fred ve Kostic’in girmesiyle ön alandaki baskısı arttı ve gol günün çalışkan ismi Tadic’ten geldi. Fred’in golde katkısı çok büyük… Oyuna girmesiyle çevresindeki oyuncuları da rahatlatıyor.
Skoru elde ettikten sonra maçın kalan dakikalarında oyuna daha hakim bir Fenerbahçe izlerken, özellikle En-Nesri’nin sahada Kostic ile birlikte olmasının katkısını 2. golde görmüş olduk. Maximin’in daha bireysel ancak etkili çıkışlarına Dzeko’nun uyumu, kanatlardaki Kostic ve Tadic (İrfan Can) gibi isimlerle de En-Nesri’nin daha etkili olabileceğini oyun bize izletti. Günün özeti olarak Fenerbahçe yine iyi bir futbol oynamadığı maçı kazandı. Jose Mourinho’nun karşılaşmaya başladığı kadro ve bitirdiği kadro arasındaki fark, maça müdahaleleri tartışılır. Elindeki kadroyla, ilk 11’i tam anlamıyla hala deneye yanıla bulmaya çalışıyor. Ancak bu şekilde şampiyonluk yolunda sürpriz yol kazaları işten bile değil.
UZUN BOYUN ZARARI! – SERKAN AKCAN
Fenerbahçe, geçen sezon lige 9/9 galibiyetle başlarken en büyük farkı sahaya yerleşimde yaratıyordu. Savunmasını önde kuruyor, takım boyunu kısa tutuyordu. Mourinho dönemi Fenerbahçe’nin en temel eksiği; savunmasını fazla derinde kurması ve dolayısıyla takım boyunun aşırı uzaması. Topu soldan Maximin’in driplingleriyle getirdiklerinde onun birebir zorlamalarıyla pozisyon arıyorlar. Sağa döndüklerinde Tadiç’in ağırlığıyla yüzleşiyorlar. Merkezden gidişler ise Szymanski’nin bireysel formsuzluğu sebebiyle orta yayın ötesinde sönen saman alevini andırıyor.
SENARYOYU BELİRLEDİ
Mourinho, Union Saint Gilloise maçının ardından Fred’i kenara çekip Amrabat-İsmail ikilisiyle oynamayı tercih ederek, maçın senaryosunu elleriyle belirledi. Amrabat stoperlerin arasına inemedi, savunma hattı neredeyse Livakoviç’ten başlıyordu. Antalyaspor Teknik Direktörü Alex, Amrabat’ın sırtından bire bir baskıyı eksik etmeyince Fenerbahçe ilk yarı boyunca Livakoviç’ten uzun çıkmak zorunda kaldı. Bu tercih bol top kaybı ve mukabilinde yenen ataklara zemin hazırladı. Fred ve Kostiç’in girişiyle oyunun momentumu kısmen Fenerbahçe’nin eline geçti. Tadiç kötü bir gece geçiriyorken golünü atınca maçın gidişatı değişti; hem de yerini İrfan Can’a kaptırmadı.
OYNAMADAN KAZANDI – CEM DİZDAR
Ülkemizin ilk yarıları can acıtıcı sıkıcılıkta geçen onlarca maçından birinin daha kurbanı olduk hep birlikte! Haydi “Antalya’nın gücü belli” denilecektir… Peki ya küresel şöhretli bir hoca, onca sükseli oyuncu ve bir o kadar sükseli transferlere rağmen Fenerbahçe’nin mecalsizliği nasıl açıklanır acaba? Hele ki Galatasaray’ın son maç skorunun getirdiği moral değer de eklenirse!.. Hatırlanırsa Jose Mourinho’nun geçen sezonki takım için ilk tespiti, “Takım hızının düşüklüğü” olmuştu. Görüldüğü kadarıyla bu konuda herhangi bir ilerlemeye yol açacak uygulamaları hayata geçirememiş… Pas kalitesinin düşüklüğü, şut arama dışında özel bir organizasyonun göze çarpmıyor oluşu, Antalya’yı da sahaya çekti. Gerçi onlar da kaleye şut dışında pek bir şey çalışmış gibi görünmediler.
TRİBÜNDEKİLERİ DÜŞÜNÜN!
Velhasılıkelam, biz televizyon başındakiler bu kadar sıkıldıysak varın tribündekileri siz düşünün!.. İkinci devreye Fred ve Kostic’le başlasa da oyun ritmi açısından değişen çok şey olmadı. Nihayetinde Tadic önce maçta futbola uygun ilk pası gönderen Amrabat’ın servisini harcadı! Ardından benzeri noktadan ikinci girişiminde golü buldu. Hani, bizde kabul gören bir söz vardır; “Kötü oynarken de kazanmayı bileceksin”. Antalya’nın zaten mecali yoktu. Bu bağlamda belki bu maç özelinde Fenerbahçe için “kötü oynadı” denemez ama “Oynamadan kazandı” demek de pek yanlış olmaz!
İYİ OYNAMADAN KAZANDI! – HAŞİM ŞAHİN
Fenerbahçe oyuna hızlı başladı dün akşam. Maçın hemen başında eğer topu çizginin ötesine geçirebilse Szymanski deyim yerindeyse golle başlayacaktı maç. Ama şanssızlıkla Polonyalı’nın yetersiz vuruşu sarmaş dolaş olunca Veysel Sarı imdatına yetişti Antalyaspor’un ve “Gol!” diye ayağa kalkamadı sarı lacivert renklere gönül verenler. Sonra ne mi oldu? Kısır bir döngü sahnelendi dakikalarca. Antalyaspor Süper Lig’de Adanademirspor’dan sonra en çok gol yiyen ikinci takım. Ve işte bu Antalyaspor’a tam 60 küsur dakika gol atamadı Fenerbahçe. Neden? Ahenksiz oynuyor, takım ruhuyla oynamıyor çünkü. Çünkü Allen Saint Maximin sahaya tek başına çıkmış gibi. İki, üç hatta dört rakip futbolcuyu eksiltse de finali yapamıyor. Ne doğru zaman ve yerde pas veriyor ne de topu rakip kalenin ağlarıyla buluşacak vuruşu yapabiliyor. Deyim yerindeyse “Ağam bizimle eğlenir.” repliğini canlandırıyor.
Lafı eğip bükmeye gerek yok; Fenerbahçe keyif vermiyor, sevenlerini gönendirecek bir futbol oynamıyor veya oynayamıyor. Yani “kötü” değil, “çok kötü” oynuyor Jose Mourinho’nun takımı. Fenerbahçe’nin ilk golünde baş rolde birden fazla kahraman var bence. Szymanski topu baskıyla kazandı, Fred o kazanılan topu asiste çevirdi ve Dusan Tadiç de kalitesine yakışan bir vuruşla golü atarak nefes aldırdı Fenerbahçe’ye.
Jose Mourinho’nun tepkisi abartılı olabilir. Ama sahadaki ve VAR’daki hakemlerin gözleri gerçeğe karşı bu denli kapalı olamaz, olmamalı. Ha, görme özürlü değillerse tabii. Edin Dzeko’nun net, tartışmasız şekildeki vuruşu bal gibi goldü. Ancak, bu güzel gol güme gitti ne yazık ki. Önceki haftalarda da dillendirdim: Yürümesi gereken çok yol var önünde Fenerbahçe’nin. Dolayısıyla futbolcuların tamamının Livakoviç ve Amrabat’ı kendilerine örnek alması şart. Ha, kötü oynarken bile kazanmak çok önemlidir fakat biraz da kadro kalitesine ve sevenlerinin beklentilerine denk gelen bir futbolu oynamaları gerek artık kısa süre içinde.